TÜRK: “Savunma Hakkımızı Kimse Tartışamaz!”
Eski Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Türk:
“ABD’nin Türkiye’yi F-35 savaş uçağı ile ilgili ortak projede devre dışı bırakmak istemesi ve Türkiye’nin bedelini ödediği uçakları teslimden kaçınması, bu konudaki sözleşmeye ve hukuka aykırı bir harekettir.
Türkiye, ülke bütünlüğünü her türlü saldırıya, bu arada ayrılıkçı, bölücü terör örgütlerine karşı savunmak durumundadır. Bu hakkımızı kimse tartışamaz.”
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri satın almasına karşılık, önceki gün (2 Nisan 2019) ABD Savunma Bakanlığının Kasım 2019’da Türkiye’ye gönderilmesi plânlanan 2 adet F-35 uçağı ile ilgili hazırlık çalışmalarının ve Türk pilotlarının eğitim uçuşlarının durdurulduğunu açıklaması, dün (3 Nisan 2019) ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Türkiye’nin Suriye’yi vurmaması konusunda uyarıda bulunması üzerine eski Millî Savunma ve Adalet Bakanı, DSP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:
“Türkiye’nin hava savunması için Rusya’dan 4 adet S-400 füzesi satın alması, daha önce ABD’nin Türkiye’nin satın almak istediği patriot füzelerini vermemesinin sonucudur. NATO içinde en büyük ikinci orduya sahip bulunan, ülke savunması için gerekli her türlü önlemi almak, gerekli bütün silâhları üretmek ve tedarik etmek zorunda olan Türkiye, buna mecbur bırakılmıştır. F-35 savaş uçakları ise, içinde ABD ve Türkiye ile birlikte 9 ülkenin yer aldığı ortak bir proje çerçevesinde Lockheed Martin Şirketi tarafından imal edilmektedir. Bazı parçaları Türkiye’den gitmektedir. Hâlen kullanılmakta olan F-4 savaş uçaklarının yerini alacak olan ve şimdilik 2 tanesinin teslimi ile ilgili hazırlık çalışmaları durdurulan F-35 savaş uçakları, Türk Hava Kuvvetlerinin taarruz gücünü artıracak özelliklere sahiptir.
ABD’nin Türkiye’yi söz konusu ortak projede devre dışı bırakmak istemesi ve Türkiye’nin bedelini ödediği uçakları teslimden kaçınması, bu konudaki sözleşmeye ve hukuka aykırı bir harekettir. ABD, bu yoldan Türkiye’yi Rusya ile imzaladığı S-400 anlaşmasını iptale zorlamak, bu olmadığı takdirde Türkiye’yi cezalandırmak istemektedir. Başkan Trump yönetimindeki ABD’nin bir NATO müttefiki olarak Türkiye’ye karşı bu tutumu, 70. kuruluş yıldönümü kutlanan NATO’nun savunma kapasitesini olumsuz etkileyecek niteliktedir. O nedenle Türkiye, bir yandan konuyu NATO’nun Kuzey Atlantik Konseyi, Savunma Plânlaması Komitesi gibi organlarında gündeme getirmeli, öbür yandan ABD’ye karşı sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle hukukî yollara başvurmalıdır. Ayrıca ABD’ye karşı uygulanabilecek diğer önlemlerin de –İncirlik üssünün kapatılması dahil– dikkatle değerlendirilmesi gerekir.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Türkiye’ye Suriye’yi vurmaması konusun-da uyarıda bulunması ise, Türkiye’nin güney sınırlarında Suriye’de mevzilenmiş PKK/PYD gibi terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleyi anlamak istemeyen, DEAŞ’a karşı savaştıkları gerekçesiyle bu örgütleri silâh ve para yardımıyla destekleyen ABD politikasının bir uzantısıdır. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanadır; o konuda uluslararası plânda çaba göstermektedir. Türkiye’nin Suriye’yi vurması hiçbir şekilde söz konusu değildir. Ama Türkiye, kendi ülke bütünlüğünü de her türlü saldırıya, bu arada o bölgedeki ayrılıkçı, bölücü terör örgütlerine karşı savunmak durumundadır. Bu hakkımızı hiç kimse tartışamaz.” .