PROF.DR. TÜRK: YÜKSEK SEÇİM KURULU’NUN TARİHİ SORUMLULULUĞU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptali üzerine DSP Parti Meclisi Üyesi, eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, aşağıdaki yazılı açıklamayı yaptı.
Türk açıklamasında, “Türkiye’nin 1950’den bu yana uyguladığı seçimlerin yargı yönetim ve denetimi altında yapılması sisteminin tartışılır hâle getirilmesin YSK’ya talimat niteliğindeki sözleriyle ve verdiği kararla neden olanlar, bunun vebali ve tarihî sorumluluğu altında kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptali üzerine DSP Parti Meclisi Üyesi, eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, aşağıdaki yazılı açıklamayı yaptı:
“Yerel genel seçimlerin üzerinden 36 gün geçtikten sonra YSK, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin olağanüstü itiraz yoluyla yaptığı başvuru üzerine, yedek üyelerinin de katılımıyla 4’e karşı 7 oyla verdiği kararla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etti. Aynı zarf içindeki diğer oy pusulalarına dokunulmayıp sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali, hedefte Millet İttifakı içinde CHP adayı olarak seçilen Ekrem İmamoğlu’nun bulunduğunu gösteriyor.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 130. maddesine göre; olağanüstü itiraz, “seçimin neticesine müessir olaylar ve hâller sebebiyle” yapılır.
‘YSK Baskılara Direnç Gösteremedi’
YSK’nın AKP’nin olağanüstü itirazı üzerine verdiği iptal kararının gerekçesi olarak sandık kurullarının oluşturulmasındaki usulsüzlük gösteriliyor. Zaten günlerden beri Cumhur İttifakının başındaki AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin usulsüzlük nedeniyle yenilenmesi gerektiğini öne sürmüşlerdi. Anlaşıldığı kadarıyla YSK, bu baskılara karşı hukukun gerektirdiği direnci gösterememiş ve seçimi oyçokluğuyla iptal etmiştir.
“İptal Kararıyla Milyonlarca Seçmenin Kullandığı Oylar Hiçe Sayılmıştır”
İptal gerekçesinin merkezindeki sandık kurulları, 298 sayılı Kanun uyarınca YSK’nun genel yönetim ve denetimi altında çalışan ilçe seçim kurullarınca oluşturulur. Eğer sandık kurullarının oluşturulmasında gerçekten bir usulsüzlük yapılmışsa bu durum, doğrudan doğruya YSK ve ilçe seçim kurulların işlemlerinden kaynaklanmak-tadır. Bu, YSK’nun kendi kusur ve sorumluluğunu iptal gerekçesi yapması demektir.
İptal kararıyla milyonlarca seçmenin kullandığı oylar hiçe sayılmıştır. 16 Nisan 2017 halkoylamasında 298 sayılı Kanun’un açıkça geçersiz saydığı mühürsüz oyları geçerli sayarak Türkiye’ye bir tek adam yönetimi getiren Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesini sağlayan YSK, şimdi tam tersine, aslında geçerli olan oyların geçersiz hâle gelmesi sonucunu doğuran bir karar vermekle yeni bir hukuk faciasının altına imza atmıştır. Vatandaş, yapılacak yenileme seçiminde ve bundan sonraki diğer seçim ve halkoylamalarında kullanacağı oyun bir anlam ifade edeceğinden nasıl emin olacaktır?
YSK’nın son kararı, Türkiye’nin 1950’den bu yana uyguladığı seçimlerin yargı yönetim ve denetimi altında yapılması sistemini tartışılır hâle getirmiştir. Türkiye’nin övündüğü bir sistemin bu duruma getirilmesine YSK’ya talimat niteliğindeki sözleriyle ve verdiği kararla neden olanlar, bunun vebali ve tarihî sorumluluğu altında kalacaktır. Sistemin 1950’de kuruluşundan 69 yıl sonra gelinen nokta böyle olmamalıydı. Bu, övünülecek bir durum değildir.”