Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal, TBMM Genel Kurulunun bugünkü oturumunda gerçekleştirdiği konuşmasında, partimizin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit’in 100. doğum günü dolayısıyla söz aldı. Ecevit’in vatanseverliği, dürüstlüğü, barış ve kardeşlik anlayışıyla hafızalarda yer ettiğini vurgulayan Aksakal, Kıbrıs Barış Harekâtından idam cezasının kaldırılmasına kadar birçok tarihi sorumluluğun altına imza attığını hatırlattı. “Bugün hâlâ birçok siyasi yapı dara düştüğünde Ecevit’i referans alıyorsa, bu bizim için bir övünç kaynağıdır” dedi. Aksakal, DSP’nin simgesi Ak Güvercin’in barış ve sevgiyi temsil ettiğini söyleyerek, “Türk halkının Karaoğlan’ı Bülent Ecevit’i rahmetle anıyoruz” ifadelerini kullandı.
Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun bugünkü oturumunda gerçekleştirdiği konuşmada; Bugün, Demokratik Sol Parti’nin kurucusu, Onursal Genel Başkanımız, Başbakanımız Bülent Ecevit’in 100.ncü doğum günü münasebetiyle söz almış bulunuyorum.
Şahsım ve Demokratik Sol Parti adına sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bülent Ecevit, 81 yıllık yaşamında ülkesi ve milleti için büyük hizmetler yapmış, bu uğurda her türlü riski ve mağduriyeti göğüsleyebilmiş, dürüst bir lider olarak hafızalarımızda yerini almıştır.
Bülent Ecevit denilince akla, vatan ve insan sevgisi, barış ve kardeşlik, kararlılık ve dirayet, eşitlik ve dürüstlük gelir.
Bülent Ecevit gerek Türkiye siyasetindeki ağırlığı gerekse dünya siyasetinde yarattığı etki gücüyle yaşamı boyunca önemli bir misyon üstlenmiş, Çalışma Bakanlığı döneminde başta emeğin hak mücadelesinin güçlendirilmesi, sendikal hakların genişletilmesi, demokratik toplum yaşamının güvence altına alınması gibi çalışmaların mimarı ve öncüsü olmuştur.
1971 Askeri Muhtırası doğrultusunda Nihat Erim’in CHP’den ayrılıp bağımsız Başbakan olarak hükümet kurmasına şiddetle itiraz etmiş ve Genel Başkanı İsmet İnönü ile Kurultay hesaplaşmasını gerçekleştirmiştir.
Ecevit, kararlı ve dirayetli duruşuyla 1974 yılı başlarında 37.nci Cumhuriyet Hükümetini kurmuş, 9 ay 21 günlük kısa süre zarfında küresel emperyalizmin, milli ekonomimizin gelişmesine karşı uyguladığı kısıtlamaları bir bir ortadan kaldırmıştır.
1972 yılında Nihat Erim Hükümetinin çıkardığı kararname ile gündeme getirilen haşhaş ekim yasağının kaldırılması başta olmak üzere, beşyüz yıldır Türk yurdu olan Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımızın Rum mezaliminden kurtarıldığı ve özgürleştirildiği, yalnızca Türklere değil Rumlara da barış getiren Kıbrıs Barış Harekâtının gerçekleştirilmesi kararlarında tarihi sorumluluklar üstlenmiştir.
Başarıyla sonuçlandırılan Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde ülkemize karşı ABD tarafından yürürlüğe konulan ambargolara rağmen dik duruşundan ödün vermeyen Bülent Ecevit, aynı dönemde başta ASELSAN olmak üzere, bugün üstün başarılara imza atan Savunma Sanayimizin gözde kuruluşlarının da temelinde imzası olan bir siyasetçidir.
1980 Askeri darbesine karşı en kararlı çıkışı yapan, darbecilerin siyasetçileri susturma baskılarına en sert şekilde direnen, bu duruşu sebebiyle Mahkemelerde ve hapishanelerde her türlü eziyete maruz bırakılmasına rağmen Bülent Ecevit, halka ve hakka olan inancı ile kendi özgün kuramı olan “inançlara saygılı lâiklik” ilkesini de içine alan Demokratik Sol politikaları hayata geçirmek üzere mücadelesini Demokratik Sol Partiyi kurarak sürdürmüştür.
Yeniden bir “terörsüz Türkiye” arayışının zirve yaptığı bugünlerde, 11 Ocak 1999’da 66 milletvekiliyle tek başına kurduğu ve güvenoyu aldığı 56.ncı Hükümetin gücüyle terör örgütü PKK’nın elebaşını dünyanın bir ucundan yakalayıp bağımsız Türk adaletine teslim etmiş, devlet örselenmeden, kendisi hakkında verilen karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylanmıştır.
Ancak Ecevit, siyasi yaşamının her devresinde idamlara karşı olmuştur.
1960 darbesinden sonra idam edilen 3 devlet adamının, 6 Mayıs 1972’de darağacına gönderilen üç fidanın, 1980 faşist darbesi sonrası “bir sağdan, bir soldan” diyerek idam edilen gençlerin acısı hâlâ yüreğimizdedir.
Bülent Ecevit, DSP’nin başında bulunduğu 57.nci hükümet döneminde bazı koalisyon ortaklarının engelleme çabalarına rağmen idam cezasının kaldırılması için büyük gayret göstermiş ve bunu başarmıştır.
O gün milliyetçiliği kendi tekellerinde görenlerin en ağır eleştiri ve siyasi saldırılarına rağmen ne Ecevit ne de DSP inandığı yoldan asla geri dönmemiştir.
Terör örgütü elebaşı, idam cezası ile hüküm giydiği günden bugüne aldığı her nefesini esasen Bülent Ecevit ve Demokratik Sol Partiye borçludur!
Bugün barış, demokrasi ve hukuk havarisi kesilenler, dönüp arkalarına bakmalı ve siyasi tarihle yüzleşmelidirler.
Bülent Ecevit, emperyalist sistemin Ortadoğu’daki yayılmacı işgal projelerine şiddetle karşı çıkması sebebiyle, onların ve yerli işbirlikçilerinin siyasi hedefi haline getirilmiş, 2002 yılının yaz aylarında tıpkı bugün olduğu gibi, sebebi ve kaynağı belli olmayan bir siyasi çıkış sonrası, önce Meclis grubu ikiye bölünmüş, sonrasında 03 Kasım 2002’de yapılan Genel Seçimlerde parlamento dışında bırakılarak siyaset sahnesinden silinmeye çalışılmıştır.
Sayın Milletvekilleri,
Demokratik Sol Parti’nin bugünkü Genel Başkanı olarak şu kadarını açıkça belirtmeliyim ki;
İçeriği konusunda hiçbir bilgiye sahibi olmadığımız “terörsüz Türkiye” adıyla sürdürülmeye çalışılan sürecin sonunda talebimiz ve beklentimiz;
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin örselenmemesi, hukukun, milli, manevi ve evrensel değerlerin çiğnenmemesidir. Terörle mücadelede bugüne kadar vatan toprağına şehit düşmüş “kınalı kuzuların” kemiklerinin sızlatılmaması, gazilerimizin incitilmemesidir.
Barışın da sevginin de sembolü olan Ak Güvercin bizim partimizin simgesidir.
Bülent Ecevit de Türk siyasetinde var olmuş ender kişiliklerden biri olarak her türlü baskıya, yok saymaya, birçok silahlı suikastlara, siyasi engellemelere rağmen yine de halkın tamamının sevgisini ve takdirini kazanmış bir siyasetçidir.
Bugün ister sağcı ister solcu, hangi siyasi yapı olursa olsun, her dara düştüklerinde Bülent Ecevit’i referans almaktadırlar. Bu bizim açımızdan da övünç kaynağıdır.
Siyasette milliyetçilik, halkçılık, dürüstlük, kararlılık ve dirayet denildiğinde ilk akla gelen Ecevit, gelecek kuşaklara gösterilecek en güzel örneklerden biridir.
Türk halkının Karaoğlan’ı Bülent Ecevit’i 100.ncü doğum gününde bir kez daha saygıyla, rahmetle, sevgi ve minnetle anıyoruz. Makamı âli, mekânı cennet olsun. Allah rahmetiyle muamele eylesin.
Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.