DSP Lideri AKSAKAL: “Yağma yok! DSP var.”
Demokratik Sol Parti Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL, 31 Mart Yerel Seçimleri kapsamında yurt gezilerine Adana ve Hatay’dan başladı. 18 Ocak 2019 Cuma günü Adana İl Başkanlığında partililerle buluşan AKSAKAL daha sonra Adana Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti ve burada basın mensuplarıyla bir araya geldi. Hatay’da da Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenleyen AKSAKAL “Sözüm ona siyasi parti olmuşlar, ülkenin yarısında başka partilere destek veriyorlar, adına da İttifak diyorlar. Neymiş? Beka sorunu varmış! Evet; kendinize dert ettiğiniz tek bir beka sorunu var, o da kendi iktidarınızın bekasıdır!” diyerek ittifak partilerini eleştirdi.
DSP lideri AKSAKAL basın toplantısında şunları söyledi:
Saygıdeğer Basın mensupları, değerli arkadaşlarım,
31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri kapsamında halkımızla buluşmak, Demokratik Sol belediyeciliğin yurdumuzun bu güzel yöresinde de vücut bulması için çalışmalar yapmak amacıyla Hatay ilimizi ziyaret ediyoruz.
Bu vesileyle hepinizi en içten duygularla selamlıyorum.
Türkiye yeni bir seçim ortamına, yine bir sorunlar yumağının içerisinde gidiyor.
Ekonomiden çalışma hayatına, eğitimden dış politikaya, demokratik yaşam ortamının zorluklarından siyaset kurumunun bozulmasına kadar birçok konuda içinden çıkılması zor bir süreci yaşıyoruz.
Kim ne derse desin, kim ne anlatırsa anlatsın, yaşadığımız Türkiye’nin sorunları artık tahammül boyutlarını çoktan aşmıştır.
Son onyedi yılda bütün değerleri pervazsızca harcanan ve yok edilen bu ülkenin gelecek kuşaklara bırakabileceği elle tutulur hiçbir şey kalmamıştır.
Onbin yıllık kadim toprakların, emperyalizmin ihtiraslarına kurban edilmesini ibretle gözlemliyoruz. Bu coğrafyada yeni bir devlet yapılanması adım adım gerçekleştiriliyor.
Demokratik Sol Parti olarak 2002 yılında önünde durduğumuz bu kirli projenin eş başkanlığını üstlenmiş olan AKP ve payandası MHP, CHP, İP, VP gibi partilerin sözcülerinin bugünkü sahte çıkışlarına da elbette itibar etmiyoruz.
Zira geldiğimiz noktada yaşananların bir numaralı sorumluları bizzat kendileridir.
Suriye sınır bölgesinde yaşananlar, geçmişte güneydoğu sınırımızda yaşananların bir benzeridir. Dolayısıyla Irak topraklarında oluşturulan Kürt özerk bölgesinin bir diğer ayağı Suriye topraklarında ihdas ediliyor.
Milyonlarca Müslümanın, yine sözde Müslümanlar eliyle katledilerek oluşturulduğu bu yapıların bir sonraki ayağının Türkiye toprakları olacağı aşikârdır.
Bugün iktidardaki ve parlamentoda yer alan basiretsiz partilerin varlığı bu projenin sahiplerinin en büyük güvencesidir.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün liderliğinde kan ve irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti elbette bu işbirlikçilerin ihanetine teslim olacak kadar temelsiz ve sahipsiz değildir.
Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne göz dikmiş olanlar çok iyi bilirler ki geçmişte de karşılaştıkları Demokratik Sol iradenin karşısında diz çökmeye mahkûmdurlar!
Değerli basın mensupları,
Halkımızın büyük bir bölümü fukaralığın pençesinde, çaresizlik içinde yaşam mücadelesi vermektedir.
“3Y” ile mücadele edeceği taahhüdüyle iktidara gelen AKP maalesef o 3Y’nin bataklığına gömülmüş, bu defa yerel seçimlerde “3T” formülüyle yeniden destek arayışına girmiştir.
Yolsuzluğun odak noktası, yoksulluğun baş sorumlusu, yasakların ağa babası AKP, güya Temiz toplum, Temiz çevre, Temiz belediyecilik iddiasıyla yeniden milleti kandırma gayretindedir.
En büyük destekçisi de sözde milliyetçi hareket partisidir.
Dün söylediği gariz hakaretleri bir anda unutup pişkin pişkin iktidar yalakalığı yapanlar, kendi bekaları için devletin bekasını kalkan etmekten zerre kadar utanmıyorlar.
“Dibek dövenin hınk deyicisi” sayın Bahçeli’ye sormak lazım; eğer Türkiye devleti adına gerçekten bir beka tehlikesi varsa bu tehlikeyi yaratanlar uzaydan gelenler midir?
17 senedir devleti kim yönetiyor? İktidar kimin elindedir?
Düne kadar ağzına yakışan her türlü hakareti müstahak gördüğü Tayyip Erdoğan’a bir anda koşulsuz destek açıklayan senin vebalin de en az onlarınki kadardır.
Şimdi de çıkmış “Belediye mi, beka mı?” diyor.
Bu nafile çabalar için bir tek şey söylenebilir; Ayıptır, ayıp! Allahtan utanın!
Sözüm ona siyasi parti olmuşlar, ülkenin yarısında başka partilere destek veriyorlar, adına da İttifak diyorlar.
Neymiş? Beka sorunu varmış!
Evet; kendinize dert ettiğiniz tek bir beka sorunu var, o da kendi iktidarınızın bekasıdır!
“Temiz belediyecilik” yapacaklarmış..
Temiz belediyecilikten dem vuranlar çeyrek asırdır yönettikleri İstanbul’a ihanet ettiklerini daha dün itiraf edenler değil mi?
Temiz belediyecilikten dem vuranlar yirmi yıldır yönettikleri Ankara’nın parsel parsel pazarlandığını itiraf edenler değil mi?
Yoksa İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir başta olmak üzere birçok illerin Belediye Başkanları temiz belediyecilik yaptıkları için mi zorla istifa ettirilmişti?
Demek ki bugüne kadar yaptığınız belediyeciliğin temiz olmadığının da beyanıdır bu!
Aklımızla resmen alay ediyorlar.
Dikkat ederseniz; geçmişte yerel yönetimler bünyesinde parsel düzeyindeki rant ve paylaşım yapılanmaları bugün “ittifak” adı altında yerini belediyelerin kökten paylaşımına bırakmıştır.
31 Mart seçimlerinde illeri, ilçeleri, beldeleri bütün bütün paylaşacaklar, talan ve soygun düzenlerini böyle devam ettirecekler.
Adına “ittifak” dedikleri sistemle hem rantiye paylaşını, hem de rejimin iki partili sisteme evrilmesine dair projenin figüranlığını yapıyorlar.
Değerli basın mensupları,
Bu durum toplumsal bozulmanın, yağmanın, talanın, peşkeşin yeni versiyonudur.
Sizlere çarpıcı bir örnek vereyim;
Ankara’da seçmen hangi ittifaka ilgi gösterse sağcı bir adayı desteklemiş olacak.
İstanbul’da keza AKP adayına ya da CHP adayına teveccüh gösterse sonuçta sağcı birini tercih etmiş olacak.
Peki Hatay’da durum farklı mı? Tabii ki hayır! Hatay’da seçmen hangi ittifak yapısına destek verse bir sağcıyı desteklemiş olacak.
Bunun adı siyasi sahteciliktir, bunun adı milleti kandırmadır, bunun adı omurgasızlıktır.
Halkımız, 17 yıldır uyguladıkları çıkarcı, sığ ve edilgen politikalarla ülkeyi bugünkü çıkmaza sokan AKP, CHP ve payandalarının adaylarına mahkûm edilemez.
Bu manzara ne siyasi ahlâka, ne demokrasinin evrensel kurallarına ne de insanlığa sığmaz.
Bakınız; Halk perişandır, fukaralığın pençesindedir, çaresizliğin kucağındadır diyoruz!
Bugün itibariyle, yapılan bunca yanlışın düzeltileceği tek yer sandıktır ve görev halkın kendisine düşmektedir. Biz inanıyoruz ki Türk milleti bu kötü gidişi mutlaka önleyecektir.
Demokratik Sol Parti olarak halkın ve ülkenin dara düştüğü her dönemde sorumluluk üstlendik ve yine üstleneceğiz.
Kısacası Demokratik Sol Parti olarak 31 Mart yerel seçimlerine giderken sahte ittifakları reddediyoruz ve kendi adaylarımızı çıkarıyoruz.
Bugün Hatay’dayız..
Bölgesel yeni yapılanma projesinin olumsuz sonuçlarını daha ilk günden itibaren yaşamaya başlayan Hatay’lı yurttaşlarımız bütün bu anlattıklarımızı daha da etkin şekilde içi içe yaşamaktadırlar.
Hataylı kardeşlerimiz AKP’nin yarattığı ekonomik bunalımlar yetmiyormuş gibi üzerine bir de güvenlik sorunlarını da yaşayagelmektedir.
Güvenlik konusundaki sıkıntıları sadece yaşamsal tehdit değil aynı zamanda iş güvenliği ve çalışma güvenliğini de kaybetmiş durumdadırlar.
Komşumuz Suriye’deki iç karışıklıklar sonucunda yaşanan yoğun sığınmacı akını, AKP’nin uyguladığı yanlış politikaların da katkısıyla burada hayatı olumsuz yönde etkilemiştir.
Yerli halkın başta sağlık hizmetleri olmak üzere birçok kamusal hizmetten yeterince ve gerektiği ölçüde yararlanamaz hale geldiği, deyimi yerindeyse kendi vatanında ikinci sınıf vatandaş konumunda bırakıldığı artık yadsınmaz bir gerçektir.
Şimdi önümüze bir fırsat geldi. Yerel seçimler bu badirelerden kurutuluşun ilk adımı olacak.
Başta belediyelerimiz olmak üzere devletin bütün kademelerinde talanı, peşkeşi, kayırmayı ve yolsuzluğu ortadan kaldıracağız. Bunu ancak Demokratik Solcular yapabilir.
Şeffaf bir yönetim, halkın katılımcılığını en üst düzeyde gerçekleştiren bir irade ile, doğanın her türlü kaynaklarını doğal yaşamı bozmadan en etkin şekilde faydaya dönüştürebilen, kendi enerjisini kendi üretebilen, kendi bölgesinde kendine yetebilen, kardeşçe bir ortamda sağlık, huzur ve mutluluk dolu yürekleriyle sevgi dolu insanlar dönemini başlatıyoruz.
CUMHURİYETKENT “umudun projesi” ile, geleceğin sevgi odaklı, ışıklı, halkçı, hümanist kentler dönemini başlatıyoruz.
CUMHURİYET KENTLERİ, geleceğin medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır!
Dolayısıyla; Yağma yok! DSP var.
Daha sonra DSP Hatay İl Başkanlığı ve Defne İlçe Başkanlığının yeni binalarının açılışını yaparak burada partililerle buluşan DSP Lideri, Hatay/Defne Belediye Başkan adayı Diş Hekimi Mehmet GÜZELYURT ve Arsuz Belediye Başkan adayı Doktor Cafer ÖZENİR’i basına tanıttı.