DSP Lideri AKSAKAL : “Devlet Kapısı, Halkın Kapısıdır !”
DSP Genel Başkanı Önder AKSAKAL Anayasa Referandumu çalışmalarını Kocaeli’de sürdürüyor.
Gebze’de basın mensuplarıyla kahvaltıda buluşan AKSAKAL, son günlerde yaşanan uluslararası gerginlikler ve referandum kampanyasında seçmenlere HAYIR oyu verilmesi yönünde çalışma yapanlara karşı iktidar temsilcilerinin ve Cumhurbaşkanı’nın söylemlerini değerlendirerek, demokrasi ve adaletin herkese lazım olacağını, 94 yıllık demokrasi yolundan dönmeyi düşünmenin akılcı olmayacağını belirterek şöyle devam etti:
Saygıdeğer basın mensupları,
Türkiye halkı, tarihinin en önemli kararının arifesindedir.
16 Nisan’da gerçekleştirilecek referandum sonucunda Türkiye; ya 94 yıllık demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini haiz parlamenter rejimiyle yönetilmeye, çoğulcu demokrasinin kurallarını geliştirerek yaşamaya, çağdaş medeniyetler seviyesine hedeflenmiş ideallerini gerçekleştirme gayretlerine devam edecek, ya da milletçe ulus kimliğinden arındırılmış olarak sadece bir kişinin iradesi tahtında yaşamımızın kurgulanmasına razı olup, tıpkı Ortadoğu’daki halkların içinde kaybolduğu karanlık dehlizlerinde sonu belli olmayan bir yola girecektir.
Osmanlı’nın diz çöktürüldüğü bir dönem sonrasında verilen Kurtuluş Savaşı ardından başı dik alnı açık onurlu bir millet yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetiyle hesaplaşmayı ellerini ovuşturarak bekleyen emperyalist güçler, bitmek tükenmek bilmeyen hırsları ve ihtiraslarıyla her türlü insani değeri yok ederek amacını gerçekleştirme kararlılığında görünüyor.
Ancak bilinmelidir ki, kim hangi hikâyeyi anlatırsa anlatsın bu millet oyunlara gelmeyecektir.
Bugün ve yarın Kocaeli ilimizde yurttaşlarımızla buluşacağız. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bir araya geleceğiz. Gazetelerimizi, derneklerimizi ziyaret edeceğiz. Kahvehanelere, işyerlerine uğrayacağız.
Halkımıza, Ak Parti’nin öncülüğünde parlamentodaki diğer partilerin başta MHP lideri Bahçeli olmak üzere kendini uluslararası sistemin yörüngesine teslim etmiş siyasetçilerin gerçek yüzlerini teşhir edeceğiz.
Son 15 yıldır, DSP’nin başında bulunduğu hükümet tarafından her türlü badireden arındırılmış ve düzlüğe çıkartılmış olarak Ak Parti’ye teslim edilmiş devletin bugün içine düşürüldüğü durum maalesef içler acısıdır.
Bakınız; bugüne dek iktidarları döneminde başarılı olabildikleri bir tek siyasi olay yok.
İç politikada hangisini ele alsak elimizde kalıyor.
Milli Eğitimi bitirdiler.
Tarımda, hayvancılıkta ve sanayi üretiminde neredeyse sıfır düzeylerine geldik.
Sağlıkta devletin bütün kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyor.
Kentlerimiz rantçı zihniyetin hakimiyetinde resmen can çekişiyor.
Devlet kurumları liyakatsız, bilgisiz ve tamamen biatçı kadrolara teslim edilmiş durumda.
Dış politikamız da iflas etti.
Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesinde hareketle “bölge merkezli dış politika” izleyen ve bunda başarılı olan DSP’nin “sıfır sorun” la bu iktidara teslim ettiği devlet, bütün komşularıyla barışık bir ülke durumundan, tüm dünya ile kavgalı bir devlet haline getirildi.
Afrika’nın kabile devletlerinden başka neredeyse bir tek dostumuz yok.
Şimdi de Avrupa ile karşılıklı bir kriz varmış gibi bir oyun tezgâhladılar, bu kayıkçı kavgasından medet umar haldeler.
Akılları sıra seçimlerde AK Partiye oy verip de referandumda “HAYIR” oyu verecek olanları “kızdırıp” evet vermeye teşvik edecekler.
Siz bu milleti hakikaten iyice saf yerine koydunuz.
Size bütün dünya gülüyor.
Yedi düvel ağzının salyalarını akıta akıta bekliyor evet çıksın da şu Sevr’i tamamlayalım diye.
Bu millete yeniden Kurtuluş Savaşı yaşatmaya kimsenin hakkı yok!
Ama çırpınmaları beyhude! Boşa debeleniyorlar!
Deniz bitmiştir. Gemi karaya oturmuştur. Anlayın artık.
Her şeyiniz pamuk ipliğine bağlı.
Ekonomi alarm veriyor.. Terör tetikte bekliyor..
Bakın bunların dediği gibi PKK “hayır” falan demiyor. Dört gözle “evet” çıksın diye bekliyor.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü Oslo’da bir kez bunları kandırmışlardı, şimdi tek kişinin imzasıyla daha rahat kandırırız, istediğimiz özerkliği de alırız, “federasyon” da kurarız hayaliyle yanıp tutuşuyorlar.
Ama yağma yok! Bu halk terör örgütlerini biliyor, sizi de tanıdı artık.
PKK terör örgütüne nasıl göz yumduğunuzu, FETÖ terör örgütüyle nasıl aynı yollarda beraber yürüdüğünüzü, yağan yağmurlarda nasıl ıslandığınızı, neler istediler de vermediğinizi bu millet gördü.
Daha henüz içinizdeki FETÖ’cüleri adalete teslim etmediniz. Merakla bekliyoruz.
Eğer siz teslim etmezseniz DSP iktidarında zaten hepsini biz yakalayıp teslim edeceğiz.
Türkiye artık gerçekleri görüyor.
Değerli basın mensupları,
İktidar son 15 yılın hesabını nasıl vereceğini düşünüyor.
Bundan kurtulabilmek için her yolu deniyor. İşte bu sebepten dolayı böyle bir Anayasa değişikliğini millete dayattılar.
Bu korku, iktidarı ve yandaşlarını daha bir acımasız ve daha bir saldırgan hale getirdi.
Bakın uyarıyoruz.. Bu gidiş tehlikelidir!
Biz bu filmi 40 yıl önce görmüştük.
Demokrasiyi ve eşitliği arayanlara karşı elleri muştalı, yüzleri maskeli, ağızları salyalı tetikçilerin saldırıları, nihayetinde toplumun da kamplaşmasına ve kardeşi kardeşe düşman olacak hale getirmişti.
Bugün de aynısını yapmaya çalışıyorlar.
Kendinin iktidarından umudunu kesen sahte milliyetçilerin başı Bahçeli ve bazı “çakma solcular” Ak Parti’nin koltuk değneği olmuş, emperyalizmin değirmenine su taşımakla meşguller.
Tarih her seferinde bu ve benzeri olayların sonunda göstermiştir ki, figüranlar da başrol oyuncularıyla birlikte pis emellerin bataklığında yok olup gitmişlerdir.
Demokratik Sol Parti olarak diyoruz ki;
Gelin aklı selimi hakim kılın. Başka Türkiye yok. Bu vatan piyangodan kazanılmadı.
Önüne geleni süsmekle, ardına geleni tepmekle siyaset yapılmaz.
Gerçekten demokrasiyi özümsemiş olanlar, sandıkta Evet ya da Hayır tercihi kullanacakları tehdit etmezler. Doğruları anlatın yeter. Halk gerçeği sandıktan çıkaracaktır.
“Hayır oyu verenler teröre destek verir” ne demek? Herkesi nasıl terörist ilan edebilirsiniz?
“Hayır demek çukur demektir” ne demek? Ne yapacaksınız.. mezara mı gömeceksiniz?
“Hayır oyu verenlere devletin kapısını onlara açmam” ne demek? Şahsi evinin kapısı mı orası?
Devlet kapısı, halkın kapısıdır. “Ben halkımın hizmetkârıyım” demekle olmuyor. Uygulamaktır esas olan.
17 Nisan sabahı Türkiye yeniden kurtuluşun ışıklarıyla, Cumhuriyetin aydınlığında insanca bir yaşamın ufkuna yelken açacaktır. Kimse kuşku duymasın.
Dünya 5’den büyüktür diyenler bilmelidir ki;
TÜRKİYE 1’DEN BÜYÜKTÜR !