AKSAKAL’dan “DEMOKRASİ İÇİN SİYASAL REFORM” Önerisi.
31 Mart seçim süreci, Türkiye’nin apar topar sürüklendiği bir referandum sonucunda “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilerek oluşturulan Cumhurbaşkanı’nın hükmetme sisteminin ne kadar iğreti, ne kadar yetersiz ve ülke koşullarında ne kadar geçersiz olduğunu, siyasal yelpazenin hangi tarafında ve kanadında olursa olsun tüm yurttaşlarımıza en açık biçimde göstermiştir.
Öyle ki; sistemin en tepesine bütün yetkileri elinde toplayarak oturtulan Cumhurbaşkanı bile seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında bir reform gerekliliğinden söz etmek zorunda kalmıştır.
Bizce kaçınılmaz bir zorunluluk durumuna gelen bu siyasal reform tasarımının üç temel unsuru vardır.
Birinci olarak; mevcut sistemin yasal zorunluluk olmadığı halde Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda Partisinin Genel Başkanlığını geri alması, sistemi demokrasi olmaktan çıkaran ve başta kendisi olmak üzere hiç kimseye bir yarar sağlamadığı gibi, devlet ve toplum yapısına büyük hasarlar veren en zayıf halkasıdır. Bu nedenlerle Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ile parti Genel Başkanlığı arasında ivedilikle bir tercih yapması çoğulcu demokrasinin ve son seçimlerde ortaya çıkan ulusal iradenin kaçınılamaz bir gereğidir.
İkinci olarak; Başkanlık sistemi getirme iddiası ile TBMM yetkilerinin olabildiğince budanması Türkiye Cumhuriyeti’nin bu temel kurumunu göstermelik hale düşürmüş, hatta 12 Eylül döneminin Danışma Meclisinden bile daha işlevsiz kılmıştır. Bu durumun sakıncaları sayılamayacak kadar çoktur. O nedenle parlamenter sisteme dönülmese bile Atatürk’ün tabiri ile Yüce Kamutay’ın, başta güvenoyu ve gensoru yetkileri ivedilikle ve öncelikle geri kazandırılmalıdır.
Üçüncü olarak; Başbakanlığın kaldırılması yalnız Cumhuriyet tarihi açısından değil bütün Türk tarihi açısından devlet geleneğimizi harap eden çok vahim bir hata olmuştur. Ulusal kültürümüze ilk Türkçe yazıtları kazandıran bilge Tonyukuk’dan, Selçuklu Vezir-i azamı Nizamülmülk’e, Osmanlı’nın en mutlakiyetçi dönemlerinde bile üç Padişah devrine damgasını vurmuş olan Sokullu’dan, adeta paralel bir hanedan oluşturan Köprülü’ler gibi Sadrazamlara dek Başbakanlık binbeşyüz yıla varan devlet geleneğimizin temel taşlarından biridir.
Bu kurumun kaldırılması ve Bakanlıkların siyasal varlıkları olmayan Müsteşarlıklar haline gelmesi yıllardır yakınılan bürokratik oligarşinin doruğa çıkmasına yol açmıştır.
Fiili Hükümetsizlik ortamından bir an önce kurtulmak için Başbakanlık kurumu ivedilikle ihya edilmelidir.
Demokratik Sol Parti olarak, yanlış dizayn edilen ve kısa sürede tıkanarak hantallığı ve işlevsizliği ortaya çıkan yeni siyasal sistemde, zorunluluğu en tepedeki sorumlusu tarafından da idrak, itiraf ve ifade edilen reform gereksinimini bu üç temel öneriyle yaşama geçirmenin yararlarına ülkemizin birliği, dirliği ve çocuklarımızın geleceği açısından içtenlikle inanmaktadır.