AKSAKAL: Ülke “Cansuyuna” Muhtaç Hale Getirildi.
DSP Genel Başkanı Önder AKSAKAL Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun kararlarını değerlendirdi.
AKSAKAL, DSP Genel Merkezinde Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, “Başbakan Binali Yıldırım, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) almış olduğu kararları açıklarken yanındaki Kurul üyelerinin yüz ifadeleri, aldıkları kararların olası sonuçlarına kendilerinin de inanmadığını gösteriyor” dedi.
“Ekonomi’ye CANSUYU” şeklinde kamuoyuna yansıtılan kararların aslında iktidarın içinde bulunduğu panik halinin bir ifadesi olduğunu da belirten AKSAKAL sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz 2002 yılında canlı ve güçlü bir ekonomi devretmiştik. Ancak bugün görüyoruz ki 14 yılın sonunda ülke ekonomisi AK Parti iktidarları eliyle cansuyuna muhtaç hale getirilmiş. Çok büyük bir ekonomik krizin tam da ortasındayız. Sayın Cumhurbaşkanı bu durumu bir “saldırı” gibi değerlendirerek bunun aşılacağını, “teğet” geçeceğini söylüyor, yani ekonomik krizin varlığını kabul ediyor. Çözüm olarak da halk’a sahip olduğu dövizleri Türk Lirasına çevirmeleri çağrısı yapıyor. Bu çağrıyı önemsiyoruz ancak yeterli değildir. Türkiye’nin önümüzdeki 1 yılda ödemesi gereken dış borç miktarının 167,6 milyar dolar olduğu resmi açıklamalarla söyleniyor. Yastık altında olduğu tahmin edilen döviz miktarının 150 milyar dolar civarında hesaplanmış olması ve sayın Başbakan’ın TL’ye çevrilen döviz miktarının 10 milyar dolar olduğunu açıklaması, “dağ fare doğurdu” ata sözünü aklımıza getirmektedir. Dolayısıyla bu gibi “milli seferberlik”lerde toplumun tam anlamıyla katkı koyabilmesinin temel şartı, çağrıyı yapanların samimiyetini hissettirmesine bağlıdır. Başta sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve iktidar partisi milletvekilleri olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekillerinin sahip oldukları dövizlerini TL’ye çevirdiklerine dair belgelerini kamuoyuyla paylaşmaları gerekir. Ancak o zaman yurttaşlar daha da inançlı şekilde olayı sahiplenir.” dedi.
Aksakal konuşmasında, ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararlarında Kamu’da tasarruf adına personel, mal ve hizmet satın alınmasından uzak durulacağı hususunun da belirsiz bir yaklaşım olduğunu, bu ihtiyaçların “kiralama” yoluyla da yapılmayacağına dair bir niyet göremediklerini söyledi.
Ticari kredi temin edilmesinde yeniden Hazine Garantisi uygulamasının getirildiğine de dikkat çeken AKSAKAL hükümeti uyarmak istediğini belirterek şunları söyledi:
“57. Cumhuriyet Hükümeti’nin ilk yasal çalışması Bankacılık Kanunu olmuştu ve Bankaların hortumlanmasının önüne geçilmişti. Esasen bu soygun düzeni devletin bu tip kredilere garantör olması neticesinde yaşanmıştır, aynı hatalara düşmemek gerekir. Her ne kadar Kredi Garanti Fonu bunu büyük oranda karşılayacak ise de yüzde 7’lik bir garanti taahhüdü bile başlı başına sıkıntıdır. Buradan hükümet yetkililerini uyarıyorum” dedi.