AKSAKAL: “Müflis Tüccar Eski Defterleri Karıştırırmış!”
DSP Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL, Başbakanımız ve DSP’nin kurucusu Bülent ECEVİT’i hedef alan açıklamaları nedeniyle Cumhurbaşkanı ve Akparti Genel Başkanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a cevap verdi.
“Cumhurbaşkanı ve Akparti Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN’ın DSP’nin kurucusu Bülent ECEVİT hakkında sarf ettiği sözler kelimenin tam anlamıyla gündemi sulandırmaya yönelik hezeyanlardır.” diyen AKSAKAL’ın açıklaması şöyle:
Türkiye’nin kötü yönetilmesinden sorumlu olan, Türkiye’yi dünya ülkeleriyle sorunlu hale getiren, içeride de adalet mekanizmasını bozarak, OHAL’e sırtını dayayıp halkını mağdur ederek iktidarını sürdürmeye çalışan, dışarda onurumuzu, içerde huzurumuzu bırakmayan Akparti Genel Başkanı, son günlerde halkın demokratik taleplerinden tedirgin oldukça eski defterleri karıştırmaya başlamıştır.
Öncelikle kendilerine bir halk deyişimizi hatırlatmak isterim.
“Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış.”
Belli ki 15 yıldır takip ettikleri, çağdaş devlet yönetiminden uzak, çıkarcı bir tüccar anlayışıyla “kazan – kazan” siyaseti ve stratejisi çökmüştür.
O yüzden “ben ne yaptım da bu işler başıma geldi, hem kendimi hem ülkemi zora soktum” diye soracağına, kendisinden öncekilere çamur atarak çıkış yolu aramaktadır.
Cumhurbaşkanı ve Akparti Genel Başkanı Sayın ERDOĞAN’ın DSP’nin kurucusu Bülent ECEVİT hakkında sarf ettiği sözler kelimenin tam anlamıyla gündemi sulandırmaya yönelik hezeyanlardır.
Sayın ERDOĞAN gazetecilere “Benim belediye başkanı iken hapse atılmam Ecevit’in başbakanlığı döneminde gerçekleşti. O zaman DSP Genel Başkanı olsa da neticede CHP’nin her şeyiyle sahiplendiği biridir Ecevit. Merve Kavakçı’yı hatırlatmıştım size. Başörtüsünden dolayı, ‘Bu kadını atın buradan dışarı’ diye haykıran kimdi o vakit? Ecevit. Adalet falan dinlemediler. Kavakçı’yı başörtüsü nedeniyle Meclis’ten dışarı atıp elinden vatandaşlığını bile aldılar.” şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.
Öncelikle belirtmeliyim ki bugün düşüncelerinden dolayı hapse atılanlar için “Bağımsız Yargı’yı” adres gösteren sayın ERDOĞAN’ın, iş kendisiyle ilgili olunca o günkü Başbakan’ı suçlama gayretine girmesi manidardır.
İkinci olarak; sayın ERDOĞAN bir doğru söz söylemiş.
Bülent ECEVİT, DSP’nin Genel Başkanıydı. Başka partilerin ECEVİT’i sahiplenmesini, sahiplenenlerin eleştirilmesinde bir araç olarak kullanmaya kalkan sayın ERDOĞAN için bu yaklaşım, olsa olsa çaresizliğinin tezahürüdür.
Sayın ERDOĞAN her zaman olduğu gibi çevresinde “danışman” sıfatıyla görevli olanların kendisini yanıltmalarının önüne geçememiştir.
Merve Kavakçı konusu da bunlardan biridir. 16 Mayıs 1999 tarihli Resmi Gazeteye ve TBMM İç Tüzüğüne bakarlarsa konunun içeriğini anlayabilirler.
Merve Kavakçı 05 Mart 1999 tarihinde T.C. Devletine haber vermeden Amerika Birleşik Devletleri’nin çıkarları için çalışacağına dair kutsal kitaba el basarak yemin etmiş ve ABD vatandaşı olmuş kişidir.
Yani bu kişinin vatandaşlıktan çıkarılması ECEVİT’in değil, devlet işleyişinin sonucudur.
ECEVİT o gün TBMM’ne İç Tüzüğün emrettiği şekilde bir kıyafetle gelmek yerine bir oldu-bitti yaratmaya çalışan Merve Kavakçı’nın hareketine karşı devlet adamı sorumluluğuyla “Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!” demiştir.
Ama aynı ECEVİT’in, o tarihte DGM Savcısı’nın Merve Kavakçı’nın evine yaptığı baskına şiddetle karşı çıktığını ve seçilmiş milletvekilinin evine bu şekilde girilemeyeceğini de haykırdığını sayın ERDOĞAN bilmiyorsa, danışmanlarına sormalıdır.
ECEVİT görevi süresince herhangi bir siyasi davanın “Savcısıyım” demediği gibi, devam eden davalarla ilgili de Mahkemelere “süre ve cezalar” hakkında telkinlerde bulunmamıştır.
Defalarca yargılandığı ve hapishanelerde yattığı halde Mahkemelerin verdiği kararlar için “Ben bu kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum” dememiştir.
ECEVİT Türkiye siyasetinde hukukun, demokrasinin ve adalet anlayışının timsali olmuş ender kişiliklerdendir.
Buradan Cumhurbaşkanı ve Akparti Genel Başkanı sayın ERDOĞAN’a önerim şudur:
İftira ve haksızlıklar inancımıza göre günahtır. Bu milletin hafızasıyla ve aklıyla alay etmekten vazgeçin.
Ülkeyi içine düşürdüğünüz sorunlardan ve badirelerden çıkarmak, sorunları çözmek için insanları birleştirin.
Artık demokrat olun!
Çoğu kez kullandığınız yöntemle size Mehmet Akif Ersoy’dan bir dizeyi hatırlatmak isterim;
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.”