AKSAKAL: “Köyler Köylüye Geri Verilmelidir!”
DSP Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL İzmir’de Bornova Öğretmenevinde, beraberinde Genel Başkan Yardımcısı Selçuk KARAKÜLÇE, PM Üyeleri Semra YALAVUÇ ve Ergün KOÇ olduğu halde DSP İl Başkanı Ramazan SOLMAZ ve İlçe Başkanlarıyla kahvaltıda buluşan AKSAKAL, burada basın açıklaması da yaptı.
Ağustos ayında deprem, sel felaketi ve orman yangınları gibi bir çok doğal afetlerle karşılaşıldığını, son olarak da İzmir’de yaşananların vicdanları sızlattığını belirterek zarar gören yurttaşlara ve bölge halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.
“Mutlaka devlet yaraları saracaktır ancak bu tip olayların önüne geçilebilmesi için devletin daha etkin tedbirleri alma sorumluluğu ve yükümlülüğü var. Yapılan açıklamaları üzülerek dinledik, üzülerek takip ettik. Türk Hava Kurumu’nun 3 tane uçağının motoru olmadan bekletilmesi ve bir süs eşyası gibi orayı işgal etmesi, traji komik bir manzara.” dedi.
Hükümet ile memur sendikası arasında sürdürülen toplu sözleşme görüşmelerine değinen AKSAKAL, zam oranlarında uzlaşma olmadığı için konunun Hakem Heyeti’ne gittiğini belirterek, “Cüzî bir artışla konuyu kapatacaklar” dedi. DSP lideri konuşmasında şunları söyledi:
“Fiilen yaşanan gerçek enflasyon ve büyüme oranlarını, hükümetin gönlünden geçen oranlara uydurmadığı için Başkanı görevden alınanTÜİK verilerine göre, 2019 Temmuz sonu itibariyle yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 16,65, yurtiçi üretici fiyatlarında yüzde 21,66 olmuş, tüketici enflasyonu 2018 yılının sonunda ise yüzde 20,30 oranında artış göstermişti.
Tamamı düşük ve orta gelir grubunda yer alan kamu çalışanlarının karşı karşıya kaldığı enflasyon ise bu oranların çok daha fazla üzerinde gerçekleşerek yıllık bazda TÜFE’de ev eşyası grubunda yüzde 31,36, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 25,11 düzeyine ulaştı.
Tüm bu koşullar altında, Hükümetin 2019 ve 2020 yılları için kamu çalışanlarına önerdiği zam oranları başlangıçta ilk 6 ay için %7, sonraki 6 ay için %4; toplamda yüzde 11 oldu.
Hükümet bu teklifle kamu işçisinin emeğinin hakkını gasp edip, zaten yokluk içinde çalışan kamu işçisine yaşanan enflasyonun maliyetini yüklemeye çalışmaktadır. TÜRK-İŞ eyleme hazırlanırken Hükümet yaptığı teklifi 1 puan artırdı ve öneri %8+%4 oldu. Eskisine nazaran anlamlı hiç bir artış içermeyen bu öneri ne yazık ki yine TÜRK-İŞ Başkanı tarafından kabul edilerek, kamu işçisi bizzat kendi temsilcisi tarafından satışa getirildi.
Benzer bir tezgâh hali hazırda kamu memur ve emeklilerine yapılması planlanan zam pazarlıklarında tezgahlanıyor: Hükümet, memur ve memur emeklisine 2020’de %3,5+ %3, 2021’de %3+ %2,5 zam ve enflasyon farkı teklif etti.
Memurları temsilen hükümetle görüşmelere katılan Memursen önerilerin makul olmadığını belirterek toplantıdan ayrıldı.
Hükümetin son olarak getirdiği 2020’de % 4 + % 4, 2021’de % 3 + % 3 teklif de sendika tarafından reddedilince Hükümet konuyu Hakem Kuruluna götürme kararı aldı.
Ne yazık ki bu pazarlığın perde arkasındaki görüntü, kamu işçilerinde olduğu gibi neticeleneceği izlenimi vermektedir. Zira geçmiş yıllarda hep aynı tiyatro oynanmış, sadece aktörler değişiklik göstermiştir. Hakem Kurulu marifetiyle de çok cüzzi bir düzeltme sağlanarak, milyonlarca devlet memuru ve emeklimizi temsil eden sendika yöneticileri sonucun gerekçesini yasal sürece bağlayarak emekçiler yerine Hükümete yaranmayı tercih edecek ve ülkemizde yaşanan yüksek enflasyonun yükünü çalışan ve yoksul emeklilerin omuzuna yükleyeceklerdir.
Tabii ki DSP olarak bu tiyatronun sona erdirilmesini ve tüm çalışanların emeklerinin karşılığının eksiksiz verilmesini istiyoruz. Üretime dayalı olmayan ekonomi politikaların ve emeğin sömürüsü üzerine kurgulanmış çalışma hayatının kaçınılmaz sonucu olan bu manzaranın emekçilerin kaderi olarak gösterilmesini şiddetle reddediyoruz.”
AKSAKAL toplantı sonrasında İzmir Karabağlar/Menderes/Seferihisar ilçelerini kapsayan bölgede meydana gelen ve yaklaşık 700 hektar alanı kapsayan orman yangınları sonrası olay yerlerinde incelemelerde bulundu.
Çatalca ve Efemçukuru köylerinde yangından zarar gören vatandaşlarla da görüşen AKSAKAL, geçmiş olsun dileklerini burada bir kez daha tekrarladıktan sonra ormanların bugünkü hale getirilmesinde yanlış uygulamaların etkili olduğunu, bir an evvel bu yanlışlıkların giderilmesini istedi. “Devlet mekanizmasının DNA’sıyla oynadılar, sistemin hafızasını yok ettiler. Ormanlarımızın korunması yöntemlerini bilen ve geliştiren, yangınla ve afetlerle mücadele tecrübesi en üst seviyelere çıkmış personeller salt siyasi gerekçelerle dağıtıldı, yerlerine yetersiz ve yeteneksiz kadrolar konuşlandırıldı. Bir Orman Arazözü düşünün; yangın yerine geldiğinde tanker boş şekilde geliyor ve görevlisi oradaki vatandaşlara suyu nereden dolduracağını soruyorsa ‘vay bizim başımıza gelenlere’ demekten başka çaremiz yoktur. Bu yangınların büyüklüğü, söndürme çalışmalarının bilinçsizlik ve sorumlularının beceriksizliğinin boyutuyla doğru orantılıdır.” diyen AKSAKAL şöyle devam etti:
“Ormanların gerçek sahibi buralarda yaşayan köylülerdir. Sayın Cumhurbaşkanı çok acil bir şekilde buraları afet bölgesi olarak ilan etmeli ve zarar gören vatandaşların mağduriyetleri son kuruşuna kadar giderilmeli. Ayrıca yasal platformda öncelikle köylerin yaşam biçimini tümüyle olumsuz etkileyen Büyükşehir Yasası değiştirilmeli, köyler köylüye geri verilmelidir. Bunun yanında ormanlarımızın geçmişte canlı mobeseleri olan çobanlarımız hayvancılığın bitirilmesiyle birlikte yok edilmişlerdi. Hayvancılık ve özellikle keçi yetiştiriciliği özendirilmeli ve teşvik kapsamına alınmalıdır. Ayrıca teknolojik olanaklar sonuna kadar kullanılmalı, uydu sistemleri marifetiyle anlık canlı takipler yapılmalıdır. DSP olarak biz her platformda bu talepleri dile getireceğiz.”dedi.